Hayal Kurduğu Kadar Başarılı
Yirmibir yaşında İstanbul’u fetheden Fatih bir gençti, fakat bugün kendisinin dünyaya gelmesine vesile olan anne ve babasını öldürebilenler de genç, kolay para peşinde olan da, haraç ve rüşvet alan da. Peki, nedir günümüz gencini Mimar Sinan, Einstein, Biruni, Thomas Edison ve diğer, tarihe adını yazdıranlardan ayıran?
Belki çocuklarımız İstanbul’u yeniden fethedemeyecek veya penisilini yeniden keşfedemeyecek; fakat kainatta keşfedilmeyi bekleyen yaratılmışlar sadece bunlarla mı sınırlı? Tabi ki hayır! Her geçen gün teknoloji hızla ilerliyor, yeni cihazlar üretiliyor, hastalıklara çareler bulunuyor. Peki ya bizim çocuklarımız? Neden onlar da bu buluşların altına imzasını atamasın.
Başarıya İnansınlar
Tabi çocuğum bir Fatih veya Einstein olmasın da bir meslek sahibi, toplumda saygın bir yere sahip olsun. Sorumluluğunu bilsin. Ben başında her zaman olmayacağım, ben yokken de hayatını idame ettirebilsin de diyebilirsiniz. Ancak bunun için de ona doğru model olacak insanları seçmesinde yardım etmelisiniz.
Çocuğunuzdan doktor, mühendis, öğretmen, bilim adamı olmalarını isterken onlara sadece isteklerinizi sıralamakla değil, onlara başarıyı yakalamış olanları daha sık anlatarak (buna kendi başarılarınız da dâhil) onları başarabileceklerine inandırarak yardımcı olmalısınız.
Konuşmuyor Korkuyoruz
Hiç çocuğunuzu yanınıza alıp hayatta imkânın sınırlarını görmek için imkânsızı dahi denemeleri gerektiğini ve aslında bunu yapabilecek güce sahip olduklarını söylediniz mi? İstikrarlı ve düzenli bir çalışma ile başarıya ulaşabileceklerinden hiç bahsettiniz mi? Çocuklarımızla konuşmuyor, sohbet etmiyoruz. Çünkü korkuyoruz. Eğer konuşursak kendi boşluğumuzun, yoldan çıkışımızın ve kolayı seçişimizin farkındalığını yaşayacağız.
Popüler kültürün altında ezilmeyi tercih ediyoruz. Çünkü kolayımıza geliyor, yorulmuyoruz. Kendi gayesizliğimiz veya anlık oluşturduğumuz gayeler bir süre sonra çocuklarımızın da gayesi hâline geliyor. Bir fark ile sizin yetiştiğiniz dönemde değer yargıları; ahlâklı, çalışkan, dürüst, bencil olmayan, yardımsever bireyleri övüp zıttı durumları şiddetle reddederken şimdilerde bir “normaldir”, “tercih meselesi”, “onun hayatı” şeklinde ifadelerle her şey normalleştiriliyor.
Rehberlik Etmek
Çağımızda, hayatına yön vermek isteyen bir çocuğun hedefine odaklanabilmesi, doğru kararlar verebilmesi için iyi bir kılavuza ihtiyacı olduğu kesin. Önce kendine inanmalı çocuk, içindeki saklı cevheri keşfetmeli ve en önemlisi istemeli. Hangi durumda daha değerli olacağını, takdir edileceğini ve mutlu olacağını bilmeli.
Bunun için de ona şefkat, sevgi ve sabırla yaklaşan bir ebeveyne ihtiyacı var. Ona başarabileceğinin rüyasını gördürecek, sonra da başarı yolunda ona rehberlik edecek bir ebeveyne. Unutmamalı ki fetih rüyası görülmeden Fatih olunmaz. Çocuklarımız, hayalinde hangi sıfatı kendine yakıştırıp hangi unvanı layık görüyorsa ilerde o sıfatla anılacaktır.
Gülçin Karaman Eğitimci /Araştırmacı